Kimseye Etmem Şikayet...

Seyrine takılmak üzre beklediğim yelkenler, fora! Belki ucundan yöresinden size de değer anlatılanın tınısı...

14 Mart 2010 Pazar

MUNZUR VADİSİ VE TOPLUMSAL UMURSAMAZLIK

-Birgün'de yayımlanmıştır-


17 Ağustos 2009 günü geri dönülmesi çok güç bir hatanın ilk adımı atıldı; Munzur Vadisi üzerine yapılması planlanan 7 adet baraj ve HES (Hidroelektrik Santral) projesinin ilk halkası olan Uzunçayır Barajı’nda su tutulması işlemine başlandı. Barajın inşa sürecinden şu ana kadarki zaman diliminde, toplumsal bilinç yerini toplumsal sükûnete bıraktı ve neticesinde kimsenin ummadığı ve gerçekleştiği halde tepkisiz kaldığımız doğa katliamı başladı. Bütün süreç Munzur Vadisi Milli Parkı üzerinde gerçekleştirilmesi planlanan projelere yoğunlaşınca, elbette Uzunçayır Barajı gündemimizde yeteri kadar yer işgal edemedi. Öyle ki, artık rahat bir biçimde “baraj” kavramını gündelik yaşam dahilinde telaffuz eder hale geldik. Ama bu süreç bu kadar kolay olmadı. Gelin barajın inşa edilmeye başlandığı o güne gidelim. 1996 yılı ve dönemin başbakanı Tansu Çiller Tunceli’ye bir ziyaret düzenliyor. Ziyaretin temel amacı Uzunçayır Barajı’nın açılışını yapmak. Tunceli’de belki de hiçbir başbakana gösterilmemiş bir sevgi seline mazhar oluyor Tansu Çiller. İnsanlar barajı ve Tansu Çiller’i büyük bir sevinçle basıyorlar bağırlarına.


EVLERİN ÇEVRESİNDEKİ YILANLAR

“Tunceli'de Uzunçayır Barajı ve Ovacık Mercan Vadisi’ndeki hidroelektrik santralı yapımı devam etmekte olup, bu baraj ve santralın yapılması Tunceli insanını sevindirmiş ve bu projelerin bir an evvel tamamlanması için de, her Tuncelili, üzerine düşen görevi seve seve yapmıştır. Ülkemizin tabiat güzelliklerine, doğal ve zengin doğa varlıklarına sıkı sıkı sahiplenilerek üretime dönük daha nice barajların yapılması, her Tuncelili yurttaşın içten dileğidir, ülkesine olan bağlılığıdır, sevgisidir.”

Yukarıdaki konuşma 26 Haziran 2003 günü TBMM’de Tunceli milletvekilliği yapmış olan Hasan Güyüldar tarafından yapılıyor. Konuşmasının devamında Munzur Vadisi üzerine uygulanmak istenen baraj ve HES projelerinin yöre halkı tarafından benimsenmediğini ifade etse de Uzunçayır Barajı’na dair söyledikleri tam anlamıyla bulunduğumuz durumu işaret ediyor. Tepki göstermediğimiz, sessizce seyrettiğimiz Uzunçayır Barajı’ndan çevreye sirayet eden zararın boyutları kendini gösterir gibi olunca insanlar ne büyük bir hatanın peşinden gittiklerini geç de olsa fark ettiler. Evleri sular altında kalanlar durumdan pek şikâyetçi olmasa da baraj civarındaki ev sahipleri şu günlerde evlerinin çevrelerinde sürekli yılanlara denk geliyor. Ayrıca kentte atık su arıtma tesisi bulunmadığından 9 noktadan baraja akacak olan kanalizasyonun burada birikeceği ve dolayısıyla hastalanma oranlarında artış olacağı söyleniyor. Nem oranındaki artış sonucu iklim dengesinin bozulacağı ve ekosistem tahribatının söz konusu olacağı da ekleniyor.


Uzunçayır Barajı dışında yapılması planlanan diğer barajların etkileri daha ağır sonuçlar doğuracaktır. Zira Munzur Vadisi Milli Parkı Türkiye’nin ilk ve en büyük milli parklarından olup birçok açıdan korunması gerekli bir vadidir. Munzur Vadisi Milli Parkı, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Bitkisel Çeşitlilik Merkezidir. Munzur Vadisi Milli Parkı’nda flora olarak; 79 familyaya ait 284 cins ve 477 tür ve tür altı takson(*) tespit edilmiştir. Barındırdığı bitki türlerinden 55’inin endemik olduğu bilinmektedir. Munzur Vadisi, 228 endemik bitki taksonu olan, 141 (120’si endemik) taksonun ise tehlike altında olduğu, toplam 1500 kadar çeşitli bitki örtüsüne sahiptir. Küresel ölçekte tehlike altında olan tür sayısı 12, Avrupa ölçeğinde tehlike altındaki tür sayısı ise 109’dur. 1971 yılında ilan edilen Munzur Vadisi Milli Parkı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ilk milli parkıdır.


NELER OLACAK...

Tümü enerji amaçlı olan barajlar ve HES'ler tamamlandığında toplam 384,5 Mw güçle yılda 1571 Gwh enerji üretilecek, ekonomiye yıllık 80 milyon dolar katkı sağlayacaktır. Bu değer, Türkiye toplam enerji üretiminin yüzde 1,2’sidir. Atatürk, Karakaya ve Keban barajlarının kapasitelerinin 4’te 1’i kadarı ile çalıştıkları düşünüldüğünde Munzur Vadisi’nde baraj yapmak fikrinin yerinde bir fikir olmadığı ortaya çıkıyor. Üstelik bu milli park üzerine inşa edilmek istenen 6 adet baraj ve HES aşağıdaki sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir:


»Bölgenin baraj suları ile gölleşmesi bölgenin iklimini değiştirecek, kar yağışı azalacak. Bu durum, kaynak sularının azalmasına ve bazılarının tamamen kurumasına, belli bir süre sonra Munzur gözelerinin de yok olmasına neden olacaktır. Vadideki barajların, diğer nehirler üzerinde kurulan barajların aksine, su kaynağına yakın bir mesafede olması, gözeleri doğrudan etkilenmesine neden olacaktır.


»Barajların ömürlerini 30-40 yıl içinde doldurması nedeniyle Munzur Vadisi bataklık alanlara dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.


»Binlerce dönüm ormanlık alan gerek baraj inşaatlarındaki çalışma, gerekse sular altında kalacak olması nedeniyle yok olacaktır.


»Tunceli-Ovacık karayolu sular altında kalacaktır. Yeni yapılacak yol Hozat ilçesi üzerinden düşünülmüştür. Bu şekilde Ovacık ilçesi ile Tunceli kent merkezi arasındaki bağlantı kopacaktır ki Tunceli kent merkezinin bazı ilçeleriyle ilişkileri zaten kopuktur.


»60'tan fazla köy sular altında kalacak ve toplam 84 köy zorunlu olarak göç edecektir.


»Munzur’un dünyaca ünlü alabalığı, yapısı itibari ile baraj sularında yaşama imkânı olmadığı için tamamen yok olacaktır.


»Mercan Hidroelektrik Santralı ile Konaktepe II Hidroelektrik Santralı için sular borularla taşınacağından, sular nehir yatağından hemen hemen tümüyle çekilecektir.


»Vadi baraj sularına boğulacak, Konaktepe I ile Konaktepe II arasında kalan 15 km lik bir alanda Munzur suyu tünellerle taşınacağı için, bu mesafe boyunca hiç su akışı olmayacaktır. Bu kısım tamamen kuru yatak haline dönüşecektir.


»Arkeolojik araştırmalar yapılmamasından ötürü yörenin arkeolojik açıdan önemi irdelenmemiştir.


»Barajlar arıcılık ve turizmi olumsuz etkileyecektir. İklimin değişmesi arıcılığın sona ermesine neden olacaktır.


»1. derece deprem kuşağında yer alan Munzur Vadisi’nde baraj yapılmasının tehlikeleri açıktır.


»Boşaltılacak olan 84 köy ile birlikte tarımsal üretim önemli oranda sekteye uğrayacaktır.


»Devlet destekli köylere geri dönüş projesi yine devlet destekli barajlar dolayısıyla ayakları yere basmayan bir proje olacaktır.


»Yöre halkının inanç sistematiğinde önemli yer tutan bazı ziyaretler sular altında kalacaktır.


YABAN HAYATINA EN BÜYÜK ZARAR


Çevre ve Orman Bakanlığı’nca Munzur Vadisi’nde yapılmakta olan barajlara dair Mayıs 2006 yılında yayımlanan ÇED Raporu’nda, Genel Müdür Prof. Dr. M. Kemal Yalçınkılıç imzalı raporun 8 sayfalık bilgilendirme yazısının son sayfasında Munzur Vadisi’ne dair söylenenlerle bitirelim:


"Milli parkın devamlılığı Türkiye Yaban Hayatı’na yapılabilecek en büyük katkılardan biri, tersi bir durum ise Türkiye Yaban Hayatı’na verilebilecek en büyük zararlardan biri olacaktır."

(*) Takson: Belli bir kategoriye dahil edilebilecek kadar farklı olan ve ayrı bir isim verilmeye hak kazanmış herhangi bir seviyedeki gruba verilen addır.

KAYNAKÇA
• ÖZHATAY Neriman, Andrew BYFİELD, Sema ATAY, Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları
• Çevre ve Orman Bakanlığı Mayıs 2006 Çevresel Etki ve Değerlendirme Raporu
• Doç. Dr. Mikdat KADIOĞLU, (TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Marmara Bölge Temsilcisi),
Munzur Proje Bölgesinde Olası İklim Değişimleri


http://www.birgun.net/city_index.php?news_code=1252059877&year=2009&month=09&day=04

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder